Her gün parladıkca sübhün güzgüsü
Doğardı şerkin de Yusif üzlüsü
Öz reyhan köksüne turuncu felek
Kızıl bir turuncla verirdi bezek
Leyli de behs edib turunc felekle
Turunc çenesini alardı ele
Turunclu gördükce kalk o nigarı
Açıldı eşkinin yetişmiş narı
O teze turunca bakdığı zaman
Turunc tek elini keserdi insan
Keys onun turunca benzer üzünden
Saralıb narınca dönmüşdü bilsen
Narıncla turuncun etri dünyada
Dostlar damağını getirdi dada
Böylece bir müddet gelib dolandı
Bu iki nazenin odlara yandı
Çekib kılıncını zalım mehebbet
Bu genc ürekleri eyledi karet
Ürek evezinde kem verdi yalnız
Ürekle sebri de apardı vaktsız
Onlar bir-birine könül verdiler
Tezce dilden-dile düşdü bu keber
Her yandan yırtıldı bu gizli perde
Bu sirr ezber oldu bütün dillerde
Bu kemli dastanın sergüzeştinden
Her ağız bir parça deyirdi bezen
Aşikler çalışıb çok elleşdiler
Ki alem tutmasın bu sirrden keber
Lakin bağlansa da etir şişesi
Yene duyulacak koş rayihesi
Eşke mehrem olan ruzgar kefleten
Götürdü perdeni eşkin üzünden
Keyli sey eledi oğlan da kız da
Bu sirr dolaşmasın dilde ağızda
Bu seyin olmadı faydası bir az
Güneşi palçıkla kapamak olmaz
Göz kemze okunu atsa aşikar
Bu sirri perdeyle örtmekmi olar?
Zülfü min halkalı zencirse eger
Könül vurulmakdan başka ne eder?
Sonra gelecekçin sözleşirdiler
Bezen oğrun-oğrun gözleşirdiler
Aşiklik olalı Keysin murazı
Eşkin kemendine keçdi boğazı
Bir kelb ovçusuydu Keysin nigarı
Uçub dağılmışdı sebri kerarı
Bezen ortalıkda olsa da söhbet
Yakırdı kelbini yene de möhnet
Bir gün derd elinden yoruldu ürek
Tüluklar yırtıldı yıkıldı eşşek
Eşkden kebersiz adamlar ki var
Onu "Mecnun" deye çağırırdılar
Biçare Keys de elacsız kaldı
Bu "Mecnun" sözünü üstüne aldı
O keder artdı ki tene yarası
Gizlendi deliden o ay parası
O keder it kimi hürdü avamlar
Çemenden ayrıldı o ahu nigar
Hicrana dözmedi Leylinin kelbi
Akdı göz yaşları inciler kimi
Mecnun görmedikde Leylini bezen
Bir sel akıdardı her kirpiyinden
Gözünde kem yaşı üreyinde kem
Küçeni bazarı gezerdi sersem
Ürek parçalardı onun neğmesi
Aşikler sesiydi Mecnunun sesi
Gezende ardınca bağırardılar
-Mecnun! Mecnun! - deye çağırardılar
O da bu teneden kemler yeyerek
Perişan gezerdi divaneler tek
O eşşek sürürdü zeif boyunla
Eşşeyi de getdi ip de onunla
Öz kelbini bölüb benzetdi nara
Ki Leyli söylesin "Ey kelbi para"
Çalışdı sirrini bilmesin eller
Lakin kelb oduna kim döze biler?
Beynine sıçradı kelbinin kanı
Aşikin derdini üzünden tanı
O yar derdindeydi ondan yar uzak
O kem içindeydi kemküsar uzak
Gözüne şam kimi yuku gelmezdi
Gece de gündüz de o dincelmezdi
Üzürdü canını bu bela bu kem
Ne bir can dermanı ne de bir melhem!
Umudla kesd edir o öz canına
Başını çırpardı yar eyvanına
Seher ayakyalın baş açık yalnız
Çöllere kaçardı o vaktlı-vaktsız
O yarın kuluydu yarsa zindanda
Bir kelb döyünürdü o iki canda
Dilinde her gece hicran kezeli
Pünhan aktarardı nazlı gözeli
Onun kapısını öpüb her gece
Yene kayıdardı ordan gizlice
Gedende yel kimi eserdi o bil
Geri kayıtması çekerdi bir il
Geden baş kuşu da vurub öterdi
Gelen baş yolunda tikan biterdi
Geden baş sellere benzeri vardı
Gelen baş yolları çukur olardı
Gezerdi cananı ayağı qabar,
Ele bil altında yorğa bir at var
Evine dönende deyirdi ürek:
Karşımda kuyu var arkamda külek
Bekt el uzatsaydı ona bir yerde
O öz yuvasına dönmezdi bir de
Doğardı şerkin de Yusif üzlüsü
Öz reyhan köksüne turuncu felek
Kızıl bir turuncla verirdi bezek
Leyli de behs edib turunc felekle
Turunc çenesini alardı ele
Turunclu gördükce kalk o nigarı
Açıldı eşkinin yetişmiş narı
O teze turunca bakdığı zaman
Turunc tek elini keserdi insan
Keys onun turunca benzer üzünden
Saralıb narınca dönmüşdü bilsen
Narıncla turuncun etri dünyada
Dostlar damağını getirdi dada
Böylece bir müddet gelib dolandı
Bu iki nazenin odlara yandı
Çekib kılıncını zalım mehebbet
Bu genc ürekleri eyledi karet
Ürek evezinde kem verdi yalnız
Ürekle sebri de apardı vaktsız
Onlar bir-birine könül verdiler
Tezce dilden-dile düşdü bu keber
Her yandan yırtıldı bu gizli perde
Bu sirr ezber oldu bütün dillerde
Bu kemli dastanın sergüzeştinden
Her ağız bir parça deyirdi bezen
Aşikler çalışıb çok elleşdiler
Ki alem tutmasın bu sirrden keber
Lakin bağlansa da etir şişesi
Yene duyulacak koş rayihesi
Eşke mehrem olan ruzgar kefleten
Götürdü perdeni eşkin üzünden
Keyli sey eledi oğlan da kız da
Bu sirr dolaşmasın dilde ağızda
Bu seyin olmadı faydası bir az
Güneşi palçıkla kapamak olmaz
Göz kemze okunu atsa aşikar
Bu sirri perdeyle örtmekmi olar?
Zülfü min halkalı zencirse eger
Könül vurulmakdan başka ne eder?
Sonra gelecekçin sözleşirdiler
Bezen oğrun-oğrun gözleşirdiler
Aşiklik olalı Keysin murazı
Eşkin kemendine keçdi boğazı
Bir kelb ovçusuydu Keysin nigarı
Uçub dağılmışdı sebri kerarı
Bezen ortalıkda olsa da söhbet
Yakırdı kelbini yene de möhnet
Bir gün derd elinden yoruldu ürek
Tüluklar yırtıldı yıkıldı eşşek
Eşkden kebersiz adamlar ki var
Onu "Mecnun" deye çağırırdılar
Biçare Keys de elacsız kaldı
Bu "Mecnun" sözünü üstüne aldı
O keder artdı ki tene yarası
Gizlendi deliden o ay parası
O keder it kimi hürdü avamlar
Çemenden ayrıldı o ahu nigar
Hicrana dözmedi Leylinin kelbi
Akdı göz yaşları inciler kimi
Mecnun görmedikde Leylini bezen
Bir sel akıdardı her kirpiyinden
Gözünde kem yaşı üreyinde kem
Küçeni bazarı gezerdi sersem
Ürek parçalardı onun neğmesi
Aşikler sesiydi Mecnunun sesi
Gezende ardınca bağırardılar
-Mecnun! Mecnun! - deye çağırardılar
O da bu teneden kemler yeyerek
Perişan gezerdi divaneler tek
O eşşek sürürdü zeif boyunla
Eşşeyi de getdi ip de onunla
Öz kelbini bölüb benzetdi nara
Ki Leyli söylesin "Ey kelbi para"
Çalışdı sirrini bilmesin eller
Lakin kelb oduna kim döze biler?
Beynine sıçradı kelbinin kanı
Aşikin derdini üzünden tanı
O yar derdindeydi ondan yar uzak
O kem içindeydi kemküsar uzak
Gözüne şam kimi yuku gelmezdi
Gece de gündüz de o dincelmezdi
Üzürdü canını bu bela bu kem
Ne bir can dermanı ne de bir melhem!
Umudla kesd edir o öz canına
Başını çırpardı yar eyvanına
Seher ayakyalın baş açık yalnız
Çöllere kaçardı o vaktlı-vaktsız
O yarın kuluydu yarsa zindanda
Bir kelb döyünürdü o iki canda
Dilinde her gece hicran kezeli
Pünhan aktarardı nazlı gözeli
Onun kapısını öpüb her gece
Yene kayıdardı ordan gizlice
Gedende yel kimi eserdi o bil
Geri kayıtması çekerdi bir il
Geden baş kuşu da vurub öterdi
Gelen baş yolunda tikan biterdi
Geden baş sellere benzeri vardı
Gelen baş yolları çukur olardı
Gezerdi cananı ayağı qabar,
Ele bil altında yorğa bir at var
Evine dönende deyirdi ürek:
Karşımda kuyu var arkamda külek
Bekt el uzatsaydı ona bir yerde
O öz yuvasına dönmezdi bir de
Nizami Gencevi
0 Yorumlar:
Yorum Gönder