İstanbul... Ah seni bir an görebilmek.. Hasretim suzan gibi...
Kalbinin henüz hiç kimsenin göremediği, henüz hiç kimsenin
Kalbinin henüz hiç kimsenin göremediği, henüz hiç kimsenin
giremediği sokaklarında dolaşmak.. İklimim hazan gibi...
Kalbinin en suskun, en sevgili, en güzel caddesinde bir yer ver bana; hayallerimi işte tam oraya inşa edeyim, orada büyüteyim mahzun çocukluğumu, orada gidereyim uykusuzluğumu ve orada tüketeyim suskunluğumu.. Sükûtum, fizan gibi...
Ah İstanbul Güven dolu hayaller sakladım sana.
Kimseye güvenemem, hiç- mi dersin..?
İstanbul Özümden özüne kanat çırpınca bütün duygular,
Adına merhaba diyerek savruldular, aşk'a selam durdular..
Fatihin fetih gemisini karadan yürütenler,
Marmara'dan vuslata uzanıp, aramıza köprüler kurdular...
Hissedebiliyorum nazlı İstanbul, göremesem de sert bakışını..
Ne öfke, ne sinir; hiç bir şey solduramaz, yıpratamaz yüzündeki gül nakışını...
Ah İstanbul En safi duygularla bağlandım sana.
Unutursun geçer, of- mu dersin?
İstanbul Aktın gönül fezasına, kusursuzca yankılan..
Umutlarıdır gönlümün, umutsuzca yakılan.. Fütursuzca yıkılan...
Puslu fotoğraflarda seyrettim taşını, toprağını..
Gözlerini göremesem de, en soğuk iklimlerinde gözlerini hayal ettim, gözlerinle ısındım..
Hep gecelerinde büyüttüm sevgimi, gecelerine sarıldım..
Kelimelerine meylettim ve hecelerine sığındım...
Ah İstanbul Derya oldum, sel oldum ağladım sana.
Sızlanma boşuna, git- mi dersin?
İstanbul... Hayallerim var ve bu hayaller senindir!
Belki kızacaksın ama yinede hüsün dolu haller senindir.
Engeller çıkarma önüme! Engelleri sen indir.
Şiirler yazdım sana, satır satır senindir...
Bir ev hayal ettim can var içinde..
Kalbimi koydum en güzel yerine; yar içinde..
Kış görmez yüzümüz, bahar içinde
Ah İstanbul Demet demet şiirler topladım sana.
Sözlerin yetersiz, kes- mi dersin..?
İstanbul... Sözlerim kâfi değil has sesine, ferasetine..
Alıştı şu yüreğim hasretine, esaretine...
Ah nefesin.. Üfle yüzüme, gözlerime dolsun rengin..
Yok dengin.. Gölgen, Güneşten de engin..
Rüzgara meydan okuyan yaprağa benzer ahengin...
Hadi, bir sen dol içime, bir de hüzün..
Ah'ı öğretir özüme yüzün...
Ah İstanbul Kalbimi besteleyip söyledim sana.
Bu kadar yeter, sus- mu dersin..?
Susarım
Bir suya, bir de sana susuyorum..
Prangalar yedi dilim; susuyorum..*
Feth edilmeyi bekleyen İstanbullar var, eylerim ikrar,
Fetih yakındır, varsa İstikrar !
Kalbinin en suskun, en sevgili, en güzel caddesinde bir yer ver bana; hayallerimi işte tam oraya inşa edeyim, orada büyüteyim mahzun çocukluğumu, orada gidereyim uykusuzluğumu ve orada tüketeyim suskunluğumu.. Sükûtum, fizan gibi...
Ah İstanbul Güven dolu hayaller sakladım sana.
Kimseye güvenemem, hiç- mi dersin..?
İstanbul Özümden özüne kanat çırpınca bütün duygular,
Adına merhaba diyerek savruldular, aşk'a selam durdular..
Fatihin fetih gemisini karadan yürütenler,
Marmara'dan vuslata uzanıp, aramıza köprüler kurdular...
Hissedebiliyorum nazlı İstanbul, göremesem de sert bakışını..
Ne öfke, ne sinir; hiç bir şey solduramaz, yıpratamaz yüzündeki gül nakışını...
Ah İstanbul En safi duygularla bağlandım sana.
Unutursun geçer, of- mu dersin?
İstanbul Aktın gönül fezasına, kusursuzca yankılan..
Umutlarıdır gönlümün, umutsuzca yakılan.. Fütursuzca yıkılan...
Puslu fotoğraflarda seyrettim taşını, toprağını..
Gözlerini göremesem de, en soğuk iklimlerinde gözlerini hayal ettim, gözlerinle ısındım..
Hep gecelerinde büyüttüm sevgimi, gecelerine sarıldım..
Kelimelerine meylettim ve hecelerine sığındım...
Ah İstanbul Derya oldum, sel oldum ağladım sana.
Sızlanma boşuna, git- mi dersin?
İstanbul... Hayallerim var ve bu hayaller senindir!
Belki kızacaksın ama yinede hüsün dolu haller senindir.
Engeller çıkarma önüme! Engelleri sen indir.
Şiirler yazdım sana, satır satır senindir...
Bir ev hayal ettim can var içinde..
Kalbimi koydum en güzel yerine; yar içinde..
Kış görmez yüzümüz, bahar içinde
Ah İstanbul Demet demet şiirler topladım sana.
Sözlerin yetersiz, kes- mi dersin..?
İstanbul... Sözlerim kâfi değil has sesine, ferasetine..
Alıştı şu yüreğim hasretine, esaretine...
Ah nefesin.. Üfle yüzüme, gözlerime dolsun rengin..
Yok dengin.. Gölgen, Güneşten de engin..
Rüzgara meydan okuyan yaprağa benzer ahengin...
Hadi, bir sen dol içime, bir de hüzün..
Ah'ı öğretir özüme yüzün...
Ah İstanbul Kalbimi besteleyip söyledim sana.
Bu kadar yeter, sus- mu dersin..?
Susarım
Bir suya, bir de sana susuyorum..
Prangalar yedi dilim; susuyorum..*
Feth edilmeyi bekleyen İstanbullar var, eylerim ikrar,
Fetih yakındır, varsa İstikrar !
Kadim Dolunay
0 Yorumlar:
Yorum Gönder